Gaming İstanbul Dijital Oyun Ve Eğlence Fuarı, 16-18 Eylül 2022 Tarihleri Arasında Prof. Dr. Kadir Toptaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde GİST 22’nin Marka Yüzü: Pelin “PqueeN” Baynazoğlu!
Gaming İstanbul’un marka Yüzlerinden biri olan Pelin “PqueeN” Baynazoğlu ile Teknomain okurları için Özel Röportaj gerçekleştirdik.
Pelin “PqueeN” Baynazoğlu Kimdir?
Büşra Pelin Baynazoğlu veya bilinen takma adı ile Pqueen, Türk YouTuber ve Twitch yayıncısıdır. Kariyerine 2017 yılında Twitch platformunda başlamıştır. 18 Temmuz 1992 tarihinde aslen Rizeli olan bir ailenin ikinci kızı olarak Ankara’da dünyaya gelen Baynazoğlu, internet kafede oynadığı GTA oyunları ile oyun dünyasına atıldı. Küçük yaşlarından yirmili yaşlarına kadar TRT çocuk ve gençlik halk dansları topluluğunda dans etmiştir. Üniversite olarak Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’ni kazanan Baynazoğlu iktisat bölümünden mezun olmuştur. Daha sonrasında ise Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Pedagojik Formasyon eğitimini tamamlamıştır. Şu anda ise aynı üniversitenin İşletme Fakültesinde yüksek lisans yapmaktadır.
Herkese selamlar. Gaming İstanbul 2022 konuğumuz Pelin “PqueeN” Baynazoğlu yanımızda. Selam Pelin. Nasılsın?
İyiyim teşekkür ediyorum. Sen nasılsın?
Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Fuarı nasıl buldun?
Aşırı kalabalık. Şimdi bugün ilk gün. Cuma günü. Ben normalde bu kadar da kalabalık olmasını beklemiyordum. Çok kalabalık bütün stantlar dolu, ki bu seneki düzen daha da güzel olmuş. Daha da ferah olmuş. çünkü yıllar sonra pandemiden sonra ilk kez aslında tekrardan kurulduğu için. Böyle bir keyifli hissettim. Güzel buldum yani.
Seni gelir gelmez Just Dance’e aldılar.
Evet, hemen…
Nasıldı? Eğlenebildin mi? Çok mu yorucuydu?
Çok çok eğlendim. Ya genelde bu tarz etkinliklerde hani yoruluyoruz ama yorgunluğu akşam hissediyoruz. Yani ben içinde bulunurken hiç hissetmiyorum.
Şu an hala enerjin var…
Evet, evet yani zaten birazdan içeri geçip teker teker kime denk gelirse fotoğraftı falan onları halledeceğim. Çok keyifli geçiyor ama…
Şeyi soracağım… Sen tabii yayınlarında bunu genellikle anlatıyorsun aslında Streamer olma kariyerine nasıl başladığını falan ama ben yine sormak istiyorum. Ama şöyle soracağım. Streamer olmasaydın ne yapmayı düşünürdün?
Hım! Yani ister miydim? Yoksa nereye mi götürürdü hayat beni?
İki şekilde de cevaplayabilirsin…
Yani eğer yapabilecek olsaydım kesinlikle tiyatro üzerine kariyerimi inşa etmeye çalışırdım. Çünkü zaten kendim de yıllarca doğaçlama tiyatro konusunda hem eğitim aldım, hem eğitim verdim. Farklı farklı yerlerde hem sahne aldım, ettim. Ondan keşke devam etmek isterdim. Ama yüksek ihtimalle eğer ki yayıncılık yapmıyor olsaydım şu anda bir şirketin muhasebe departmanında eğer şansım yaver giderse çalışıyor olurdum gibi düşünüyorum. Bu da şansım yaver giderse belki.
Şansın yaver gider miydi sence?
Bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok yani. Konuşamıyorum o konu hakkında çok fazla…
Streamer kariyerinde en çok zorlayan şey ne oldu senin? Pes ettirecek noktaya getiren…
Öyle çok fazla şey olmuştur zaten bugüne kadar mutlaka da… Ya kolay pes etmiyorum ama ya. Yani ben biraz bir durulurum. Sonra tekrardan düzelirim. Benim genelde rutinim o haldedir.
Peki, kafanda yer eden bir olay var mı bununla ilgili? Yoksa geçiştirip gidiyor musun?
Yer eden var ama bu konu hakkında konuşmasak olur mu?
Tamam anlaştık… Tabii yayıncılık/steamer’lık uzun zamandır var olan bir meslek ama hala da insanlar bu alana giriş yapmaya çalışıyorlar. Giriş yapmaya çalışanlar var, devam etmeye çalışanlar var. bunu bir kariyer hedefi olarak belirleyenler var. Sen bu kişilere ne tavsiye verebilirsin? Hatta üç tavsiye istesek, ne söyleyebilirsin?
Bir kere kesinlikle akışına bırakmaları lazım. Yani bir sabah uyanıp da her şeyin değişeceğini düşünmek olmuyor. Çünkü öyle de devam etmiyor zaten. Kesinlikle çok sabırlı olmak lazım. Çok düzenli olmak lazım. Yani düzenden kastım eğer ki; “ya evet ileride hani ben bunu mesleğim haline getirmek istiyorum, devam etmek istiyorum” diyorsanız, kesinlikle belli bir yayın açılış saatiniz, belli bir kapanış saatiniz, ne oynayacağınızın belli olması, ne yapacağınızın belli olması gerekiyor. Bir de en önemli şey, yani söyleyince çok tuhaf gelir, “aynen öyledir” gibi geliyor ama kendiniz olmanız yani. Nasılsanız yani şu kameranın önündeki halinizle, kameranın arkasındaki halinizle çok ufak oynamalar olması lazım. Diğer türlü olmuyor.
Peki, YouTuberlara soruluyor genelde ama… Kurgu yaptığın oluyor mu? Yani o gün neşesizsin, enerjin yok ama yayın yapacaksın. Onun için kendini enerjik gösteriyor musun? Mutsuz olsan bile…
Şu var tabii ki de… Kendimi çok kötü hissettiğim yayın açtığım günler var, ki genelde de şöyle oluyor yayınlarımda; yayının en başında benim bir konuşmam vardır. Her şey kapalıyken mikrofonla konuşurum. Derim ki: “Bugün canım sıkkın. Bugün, siz, beni eğleyeceksiniz” derim. Ki, genelde yayın açtığımda da bana çok iyi gelir…
Üç kelimeyle yayıncılık senin için ne ifade ediyor?
Aaa! Aaa! Hiç düşünmemiştim… Üç kelime olarak hiç düşünmemiştim… Mutluluk, sevgi ve saygı. Benim için bu üçü. Benimkinin özeti bu.
Son olarak ekipten bir soru var. Son zamanlardaki oyun sektörü hakkındaki düşüncelerin neler?
Lütfen bol bol oyun çıkarın ya. Oyunsuz kaldık. Bu ne? Kıtlıkta mıyız?
Evet. Buradan PqueeN aracılığıyla tüm oyun sektörüne bir çağrı!
Evet, lütfen ya. Allah aşkına yalvarırım, streamer yakarışı. Oyun çıkarın. Şöyle; güzel, açık dünya oyunu çıkarın, bir oynayalım, bir gezelim, bir şeyler yapalım. Yalvarıyorum ya. Vallahi yani… “Valhalla” oynamaktan bir hal oldum.
Aslında genellikle oyun sektörü mobil oyunculuğa döndü gibi.
Evet, bir tık öyle oldu. Yani… PC oyunları, özellikle Xbox’ta, PlayStation tarafında, konsollarda oyunlar hani… Biraz daha uzun süre yer almaya başladı. Mesela, yıllardır şey bekliyorum. Animal Parti miydi? Neydi? Öyle bir oyun var hani. Bir demosunu oynattılar. Bir daha oyunu göremedik, son üç yıldır asla göremedik. Biraz daha, bir tık daha mobil oyunculara döndü. Onun sebebi de şey tabii. Mobil, daha çok kişi tarafından ulaşılabiliyor, daha çok kişi tarafından kullanılıyor. insanları da anlıyorum. Çok bir şey demiyorum ama lütfen PC’ye bir oyun ya. Hikayeli olur. Açık dünyalı bir şey olur… Hiç fark etmez…
Özellikle seslenmek istediğin bir oyun yapımcısı ya da firması?
Hideo Kojima!
Senin en çok hoşlandığın bir oyun var mı?
Çok… Hangi biri? Ki gerçi şimdi “God of War Ragnarok” gelecek… Ben son oynadığım oyununu çok keyifli oynamıştım, çok severek oynamıştım. “Stardew Valley” bayılarak oynarım keza onu da… Çok kısa oynadığımız bir saatlik bir oyun vardır “Florence” diye. O, böyle çok normal, çok dümdüz bir hikaye anlatımlı. Onu da çok severim. Bir de son, bu sene içerisinde oynadım. Çok beğendim. “”My Child Lebensborn” var. Aynı zamanda gelirleri de savaş mağduru çocuklara gidiyor. Oyun da çok güzeldir tavsiye ederim.
Herkese bu oyunu oynamaya davet ediyoruz. Çok teşekkür ederim.
Ben çok teşekkür ederim.
Ne kadar gergin olsam da, terliyorum hatta gerginlikten..
Ceketten o…
Evet hava da biraz sıcak. Çok teşekkür ederim. Son olarak söylemek istediğin takipçilerin söylemek istediğin bir şey var mı?
Keyifli kalın, mutlu kalın. Herkesi seviyorum. Çok teşekkür ederiz.
Gaming İstanbul 2022’den, bizden bu kadar. Diğer röportajlarımızı okumak ve izlemek için Teknomain’i sosyal medyada takip etmeyi unutmayın!
Samet Atlas Demir (satlasco), 22 yaşında. Teknomaincom Kurumsal İletişim ve Marka Yöneticisi, DecselCo Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı. Görsel İletişim Tasarımı öğrencisi. Oyun ve Blockchain blog yazarı. Sanat dalları, doğa bilimi ve sosyal bilim alanlarında çalışmalar ile hayallerinin ışığında yolculuk yapan, haz ve heyecan duygusunu arşa taşıyabilen uğraşlara ilgi duyan bir Sosyal Girişimci.
Bir cevap yazın