“İnsanı açlık değil, alışmış olduğu tokluk öldürür.”
Hepimizin dört gözle beklediği karar dün akşam saatlerinde yürürlüğe girdi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre 10.04.2020 saat 00.00’dan 12.04.2020 saat 00.00’a kadar Zonguldak, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da il sınırları içinde vatandaşların sokağa çıkması yasaklandı. Yetkililer, temel ihtiyaçları karşılamak için fırınların, kamu ve özel olmak üzere tüm sağlık kurumlarının, eczanelerin, zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşlarının açık olacağını belirterek, vatandaşlardan sakin olmalarını ve evhama kapılıp marketlere akın etmemelerini istediler. Yapılan açıklamanın aksine vatandaşlar, marketlere, fırınlara ve hatta benzin istasyonlarına(?) akın edip, sosyal mesafe kurallarını da hayli ihmal ederek evlerine ekmek, kola, çikolata ve bisküvi stoku yaptılar. Fırın önünde birbirine tekme tokat dalanından tutun sırtladığı bir çuval ekmekle evine dönenine kadar yaşanabilecek tüm aşırı davranışlara şahit olan Korona virüs, Türkiye Cumhuriyeti simülasyonunu çok sevmiş olmalı. Ne diyelim, Allah kimseyi iki gün kolasız, çekirdeksiz bırakmasın.
İşin şaka kısmını bir kenara atarak, tüm sağlık çalışanlarının ve bu mesele ile en iyi şekilde ilgilenen tüm yetkililerin emeklerinin bir gecede silinmiş olmamasını diliyor ve bu haberin bu denli kısa bir süre içerisinde verilmiş olmasının da kargaşaya zemin hazırlamış olduğunu fakat halkımıza bu tarz haberleri günler önceden de haber versek, aynı kargaşanın yine yaşanabilecek olacağını da öngörebiliyorum. Tüm bu olanlardan anladığımız kadarıyla iki pandemi ile savaşıyoruz. COVİD- 19 ve cehalet. Bu noktada toplumun kendisini geliştirmesinin ve yine toplumun psikolojisinin doğru okunması gerektiğinin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyor ve yakın zamanda bu bilince ulaşmamızı umut ediyorum.
Biraz Etimoloji: Cehalet Nedir?
Arapça “chl” kökünden gelen, bilmeme, habersiz olma anlamındaki kelimedir. Cahil ise bilmeyen, habersiz kişidir. Peki, bilmediğimiz her şey bizi cahil mi yapar?
Bana kalırsa herkes her şeyi bilmek ya da öğrenmek zorunda değildir. Hatta günümüz toplumunu dışarıdan izlemeyi başardığımızda, herkesin her şeyi bilmesinin gereksiz olduğunu da fark edeceğimizi düşünüyorum. Bunlara ek olarak bilmemek ile cehalet arasında ince bir çizgi vardır. Cehaleti cehalet yapan, bilmediğini bilmemek, bilmediğini inkar etmek, her şeyi bildiğini sanmaktır. Sonunu üniversite okuyarak getiremeyeceğimiz bu hastalığın eğitim seviyemiz ile alakalı olmadığı da çok aşikar. Zira yaşadığımız her kritik dönemden alışık olduğumuz gibi, pandemik salgın süresince de Dünyanın her yerinde ne ekranlardan, ne sosyal medyadan ne de sokaklardan eksik olmayan bir cehalet örneği ile karşı karşıyayız. Süreç boyunca ekrana çıkartılan, cahilliklerini ve vicdandan çok uzak olan zihinlerini beyaz önlükleri, takım elbiseleri ya da makamlarıyla örtemeyen bir sürü insan izledik. Sokaklarda bana bir şey olmaz naralarıyla gezenler, Cuma namazları iptal edilmek zorunda kalındığı için insanları dini duygularıyla sömürenler, sığınacakları şeyleri seçmekte son derece özgür olan insanları gericilikle suçlayanlar da bunlara dahil tabii ki. Dediğim gibi iki şey ile mücadele ediyoruz. Virüs ve cehalet. İkincisini yenersek, birincisinin bizden götüreceği her şeyi yok edebiliriz. Hükümet kadar toplumun da rolünün ne kadar etkili olduğu gayet ortada.
Son olarak siz okurlarımıza, Netflix yapımı olan The Platform filmini öneriyorum. Film, doğru açıyla izlenirse bizleri gerçeklikten hiçte uzaklaştırmıyor. Hassas mideli iseniz izlemeyi bir kere daha düşünebilirsiniz fakat kesinlikle bir şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum.
“Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları belirtmiyoruz. Belirttiğimiz, bilimi, gerçeği bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de gerçeği gören özellikle sizlerin içinde görüldüğü gibi gerçek bilginler çıkabilir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Yazar, çizemez.
Bir cevap yazın