Bir Evin Odasında Bulduğumuz Huzuru Başka Hiçbir Yerde Bulamamak Üzerine Mülahaza: Özlemek
Yeteri kadar etimoloji:
Özlem, eski Türkçedeki “öz” kökünden gelir. Öz, bir kimsenin benliğini, manevi varlığını temsil eder. Yükselmek anlamında olan “ö” kökünden türemiştir. Bir diğer kaynağa göre ise ”ö” kökü, düşünmek, bilinçli olmak, anlamak anlamına gelmiş ve akıl anlamındaki “öğ” kökünün kaynağı olmuştur. Örnek olarak, öğrenmek, öğretmen gibi kelimeleri verilebilir. Özlem kelimesine hangi anlamıyla bakarsak bakalım, en saf, en temel halimiz olmuş, kendi benliğimizde hissettiğimiz başka bir benliğin eksikliğini keşfetme sürecimizi özetlemiştir.
Günlük yaşantımızı hareketli bir şekilde ilerletirken, kitap okurken, ders çalışırken, yürürken, yaptığımız işin ne olduğuna bakmaksızın hepimizi ayak üstü kıskıvrak yakalayıveren, o an ulaşılması pek mümkün olmayan herhangi bir şeyde vuku bulan bu his, geçirdiğimiz son günlerde olduğundan daha yorucu bir his haline gelmeye başladı. Bana bir evin odasında bulduğum huzuru başka hiçbir yerde bulamıyor gibi hissettiren bu histeki o ev, çoğu zaman bir insan iken bazen yağmurunda sırılsıklam olduğum bir günde koştuğum sokak ve hatta bazen kaçmasından hep yakındığım bir otobüs bile olabiliyor. Anladığım kadarıyla bazen bazı insanlar, bizler için sadece dört duvardan ibaret olmayan, balkonunda çiçekler büyüttüğümüz, duvarlarına çocukken kendi ellerimizle yaptığımız bir resmi astığımız evler olabiliyor ve yine anladığım kadarıyla bazı evleri o kadar da alelade özleyemiyoruz. Bazılarımız daha farklı özlüyor ve farklı öten her kuşu susturan, farklı açan her çiçeği koparan, farklı olan her rengi karalayan bir güruha karşı mücadele veriyor. Ne diyelim, elbet kuşlar bir gün tersine uçar, biz de biraz soluklanırız.
Biraz Mitoloji:
Mitoloji ile biraz ilgilenenleriniz varsa göze çarpan ve kesinlikle ilgi çeken bir detay var, Pers mitolojisinin efsanevi kuşu Butimar. Bu kuş, sıvı ihtiyacının tamamını denizden karşılar fakat denize çok büyük bir aşkla bağlı olduğu için tüm gün denizin karşısında kanatlarını açıp onu izler, denizin kuruyacağından çok korktuğu için denizden asla su içmez ve en sonunda susuzluktan ölür. Deniz, Butimar’ı hiçbir zaman öğrenemez çünkü onun için Butimar yalnızca kıyısında oturup günü bitirmeye çalışan bir kuştan ibarettir. Butimar’a bu koskocaman aşktan geriye kalan tek gerçek ise onu öldüren sulara olan özlemi olur.
Bizler de Butimar misali yok olmamak için Teknomain ekibi olarak çok güzel bir etkinlik ile karşınızdayız. İnstagram üzerinden #ÖzlediğiniSöyle hashtagi ile sevdiklerimizi etiketliyor ve özlemimizi hep birlikte paylaşıyoruz.
Duvarları arasında sıkıştığımız evlerimizin duvarlarını yıkıp, duvarına flamingolu tabloları astığımız evimize kavuşmak için #ÖzlediğiniSöyle
Yazar, çizemez.
Bir cevap yazın